REMZİ'DE ÇOK SATANLAR

10-16 Kasım 2025
TÜRKÇE
İNGİLİZCE
2024
TÜRKÇE
  1. Bekle Beni

    Zülfü Livaneli

      (Can Yayınları)
  2. Miras

    Nejat İşler

      (Mundi Yayınları)
  3. Yunanca Dersleri

    Han Kang

      (APRIL Yayınevi)
  4. Markiz’deki Kadın

    Ayşe Övür

      (Remzi Kitabevi)
  5. Akan Nehir Gibi

    Paulo Coelho

      (Can Yayınları)
  6. Radley Ailesi

    Matt Haig

      (Domingo Yayınları)
  7. Sırların Sırrı

    Dan Brown

      (Altın Kitaplar)
  8. Bahçıvan ve Ölüm

    Georgi Gospodinov

      (Metis Yayınları)
  9. Botter Apartmanı

    Ayşe Övür

      (Remzi Kitabevi)
  10. Örümcek Burgacı

    Alper Canıgüz

      (Everest Yayınları)
  1. Clear Thinking

    Shane Parrish

      (Random House)
  2. Just Kids

    Patti Smith

      (Bloomsbury)
  3. The Housemaid

    Freida McFadden

      (Little Brown)
  4. Ara Güler’s Istanbul   (Thames & Hudson)
  1. Nakano Eskici Dükkânı

    Hiromi Kawakami

      (Domingo Yayınları)
  2. Botter Apartmanı

    Ayşe Övür

      (Remzi Kitabevi)
  3. Rezonans Kanunu

    Pierre Franckh

      (Koridor Yayınları)
  4. Gece Yarısı Kütüphanesi

    Matt Haig

      (Domingo Yayınları)
  5. Lizbon'a Gece Treni

    Pascal Mercier

      (Sia Yayınları)
  6. 4 Gün 3 Gece

    Ayşe Kulin

      (Everest Yayınları)
  7. Labirent: Batı ve Hasımları

    Amin Maalouf

      (Yapı Kredi Yayınları)
  8. Yeni Ekonomi

    Mahfi Eğilmez

      (Remzi Kitabevi)
  9. Atomik Alışkanlıklar

    James Clear

      (Pegasus Yayınları)
  10. Hayat İmkânsız

    Matt Haig

      (Domingo Yayınları)
  11. İntermezzo

    Sally Rooney

      (Can Yayınları)
İyi bir kitap hakiki bir hazinedir.

John Milton
Siper Mektupları
ISBN: 978-975-14-1661-2
Sayfa Sayısı: 264
Ebat: 134 x 198 mm
Fiyatı: 310.00 TL


Siper Mektupları

Necati İnceoğlu



"Çanakkale 100. Yıl 1915-2015"

Bu kitaptaki Türk, Anzak, İngiliz ya da Alman son gaziler de aramızdan ayrıldı, artlarında anılarını bırakarak. O yıllarda yazdıkları mektuplarda ve yıllar sonra onlarla yapılan söyleşilerde, savaşın dehşetine rağmen, sevgiden, dostluktan ve doğanın yaşam mesajından söz ediyorlardı. Bu kitap bu insancıl bakışı yansıtıyor. Onların yaklaşımı tarihin, düşmanlıklar, silahların gücü ya da savaşlardaki kayıp ve kazançlar üzerine değil, barışçı bir gözle de yazılabileceğini düşündürüyor.

On altı yaşındayken, yaşını büyüterek savaşa gönüllü katılan, ama sonra annesine, “Anneciğim sabahleyin uyandığımda siperimin önünde bir gelincik çiçek açmıştı,” diye yazan genç Anzak, ardında sevgi dolu bir mektup bırakmıştı. Siperlerde aynı kaderi paylaşanlar bir Türk, bir İngiliz ya da bir Anzak, savaşın acımasız bakışını bir kenara bırakıp doğayı, insanları ve olup bitenleri kendi gözleriyle görmekteydi. “... gün ağarmak üzere, bir ağustosböceği uzaktan uzağa ötüyor. Biraz sonra onun sesi makineli tüfeklerin sesine karışacak...”