KATEGORİLER
- En Yeniler
- Dünya Edebiyatı
- Türk Edebiyatı
- Tarih - Araştırma
- Anı - Biyografi
- Toplum ve Siyaset
- Kent Kültürü
- Yabancı Dilde Kitaplar
- Ev - Aile - Toplum
- Sağlık ve Kişisel Bakım
- Bitkiseverin Kitaplığı
- Beslenme ve Diyet
- Yemek ve Mutfak Kültürü
- Toplum ve Ekonomi
- İş ve Yönetim
- Sinema
- Müzik
- Fotoğraf
- Mimarlık
- Sanat Dizisi
- Taschen Temel Sanat Dizi
- Sanatçılar, Akımlar, Yapıtlar
- Uygulamalı Sanat Dizisi
- Felsefe - Bilim - Estetik
- Temel Eserler
- Toplumbilim - Kültür
- Sözlük - Dil
- Bilim ve Teknik
- Çeşitli Kitaplar
- İndirimli Kitaplar
- Kitap Gazetesi
- Okul Öncesi Kitapları
- Çocuklar İçin Kaynak Kitaplar
- Masal Kitapları
- Çocuklar İçin Klasikler
- Eğlenceli Serüvenler Dizisi
- Seçimler Dizisi
- İlk Gençlik Kitapları
- Çizgi Romanlar
- E-Kitap
- Sesli Kitap
- Dağıtımını Yaptığımız Ürünler
REMZİ'DE ÇOK SATANLAR
İmkansız Coğrafyalar
Coşkun Aral
Dünyanın çatışma bölgelerinde, cehennemi andıran sokaklarda fotoğraf makinesiyle gerçeğin peşinde koşan bir isim: Coşkun Aral.
“İmkânsız Coğrafyalar”, 1970 başlarında gazeteciliğe adım atan bir gencin, 20. yüzyılın son çeyreğine damga vurmuş savaşlardaki tanıklıklarını anlatıyor. Coşkun Aral Lübnan, Afganistan, İran, Irak, Çad, Kuzey İrlanda gibi çatışmaların eksik olmadığı coğrafyalarda ön saflarda yer alan foto muhabirlerinden biri olarak, dünya basınında adından söz ettirdi. “Time” ve “Newsweek” gibi dergilerin kapağına taşınan fotoğrafları, savaş çığırtkanlarının yalanlarını ortaya çıkardı. Savaşın gerçek yüzünü, kendini “uygar” olarak tanımlayan insanın yaratmaya muktedir olduğu vahşeti gözler önüne serdi.
Aral, Sipa Press çatısı altında başlayan uluslararası gazetecilik yolculuğunda, modern tarihin dönüm noktalarına tanıklık etti. Bu tanıklık, içsel direnç noktalarını keşfettiği zorlu bir mücadeleyi de beraberinde getirdi. Savaşın içinde, insanın kendi içindeki savaşını belgeledi.
Lübnan’ın ağır bombardıman altındaki mahallelerinden, Kamboçya’nın mayınlı arazilerine, Hindikuş Dağları’ndan, Afrika çöllerine uzanan ve yıllar süren yolculuklarında, fotoğraflarıyla sıradan insanların hikâyelerini aktardı.
Bu kitap yalnızca bir foto muhabirinin anıları değil, aynı zamanda 20. yüzyılın ikinci yarısına dair küresel bellek özelliği taşıyor. Coşkun Aral, fotoğraf makinesini bir yandan savaş meydanlarına, bir yandan da kendi iç dünyasına çeviriyor ve gidilmesi imkânsız yerlere nasıl gittiğini, neler yaşadığını ve neler hissettiğini tüm çıplaklığıyla anlatıyor.
“İmkânsız Coğrafyalar”, haberciliğin cesaret, vicdan ve tanıklıkla birleştiğinde nasıl evrensel bir dil kurduğunu gösteren unutulmaz bir yaşam hikâyesi

