REMZİ'DE ÇOK SATANLAR

17-23 Kasım 2025
TÜRKÇE
İNGİLİZCE
2024
TÜRKÇE
  1. Bekle Beni

    Zülfü Livaneli

      (Can Yayınları)
  2. Miras

    Nejat İşler

      (Mundi Yayınları)
  3. Yunanca Dersleri

    Han Kang

      (APRIL Yayınevi)
  4. O Yıl

    Ahmet Altan

      (Everest Yayınları)
  5. Markiz’deki Kadın

    Ayşe Övür

      (Remzi Kitabevi)
  6. Akan Nehir Gibi

    Paulo Coelho

      (Can Yayınları)
  7. Kalp Saati

    Irvin D. Yalom

    ,

    Benjamin Yalom

      (Pegasus Yayınları)
  8. Sırların Sırrı

    Dan Brown

      (Altın Kitaplar)
  1. Clear Thinking

    Shane Parrish

      (Random House)
  2. Ara Güler’s Istanbul   (Thames & Hudson)
  3. The Housemaid

    Freida McFadden

      (Little Brown)
  4. Normal People

    Sally Rooney

      (Faber & Faber)
  1. Nakano Eskici Dükkânı

    Hiromi Kawakami

      (Domingo Yayınları)
  2. Botter Apartmanı

    Ayşe Övür

      (Remzi Kitabevi)
  3. Rezonans Kanunu

    Pierre Franckh

      (Koridor Yayınları)
  4. Gece Yarısı Kütüphanesi

    Matt Haig

      (Domingo Yayınları)
  5. Lizbon'a Gece Treni

    Pascal Mercier

      (Sia Yayınları)
  6. 4 Gün 3 Gece

    Ayşe Kulin

      (Everest Yayınları)
  7. Labirent: Batı ve Hasımları

    Amin Maalouf

      (Yapı Kredi Yayınları)
  8. Yeni Ekonomi

    Mahfi Eğilmez

      (Remzi Kitabevi)
  9. Atomik Alışkanlıklar

    James Clear

      (Pegasus Yayınları)
  10. Hayat İmkânsız

    Matt Haig

      (Domingo Yayınları)
  11. İntermezzo

    Sally Rooney

      (Can Yayınları)
İyi bir kitap hakiki bir hazinedir.

John Milton
O Yıl
ISBN: 9786253695330
Sayfa Sayısı: 408
Ebat: 135 x 195 mm

O Yıl

Ahmet Altan



Yıl 1915. Conkbayırı görkemli bir zafere hazırlanıyor. Herkes aynı soruyu soruyor birbirine: “Çanakkale’den haber var mı?” Toplumun bir hikâyesi olduğu gibi, yazgısı değişen her bireyin de yazılmaya değer bir hikâyesi var o günlerde...

Ahmet Altan, O Yıl ’da, imparatorluğun her köşesinde ayrı bir ateşin yandığı günleri, çatışan fikirler, söylenemeyen cümleler, tutulamayan sözler üzerinden anlatıyor. Bir yanda iki kardeşin farklı uçlara savrulma hikâyesi, diğer yanda Türk subayı Ragıp ile sürgüne yollanan Ermeni hemşire Efronya’nın emirler, yollar, tren vagonları tarafından engellenen aşkı…

“Ölüleriyle konuşan” Osman’a, anlatılanları hem dinleme hem aktarma görevinin verildiği romanda, o çalkantılı dönemde yaşayanların zihnine girilerek çoksesli bir atmosfer yaratılıyor, tarihin girdaplı sayfaları bir kez de kurmaca evrende açılıyor. Gerçekleri ölüler biliyordu. Osman buna inanıyordu. “Hayatı ölülerden öğreneceksin... Yaşayanlar hayat hakkında bir şey bilmiyor çünkü,” demişti bir keresinde Efronya. Kapısına ailesinin hizmetkârlarından birinin bıraktığı konserveleri yiyerek, dedesinden kalan eski usul entarisiyle odalardan odalara dolaşarak yaşadığı bu ıssız konakta yalnızca ölüleriyle konuşuyordu. Hayattan, canlılardan, bugünden vazgeçmiş, daima ileriye gitmek zorunda olduğu söylenen zamanın hoyrat zorbalığından kurtulmuştu, istediği her şeyi görebildiği, bütün sırları çözebildiği geçmişin içinde zamana hükmederek dolaşıyordu.